بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلۡبَحۡرِ ٱلۡمَسۡجُورِ ٦

Dolan denize.

– İbni Kesir

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٞ ٧

Muhakkak Rabbının azabı vuku bulacaktır.

– İbni Kesir

مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٖ ٨

Onu engelleyecek yoktur.

– İbni Kesir

يَوۡمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوۡرٗا ٩

O gün; gök, sarsıldıkça sarsılır,

– İbni Kesir

وَتَسِيرُ ٱلۡجِبَالُ سَيۡرٗا ١٠

Dağlar, yürüdükçe yürür.

– İbni Kesir

فَوَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ ١١

İşte o gün; yalanlayanların vay haline.

– İbni Kesir

ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي خَوۡضٖ يَلۡعَبُونَ ١٢

Onlar ki; daldıkları batıl içinde oyalanıp durmaktadırlar.

– İbni Kesir

يَوۡمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا ١٣

O gün; cehennem ateşine itildikçe itilirler.

– İbni Kesir

هَٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ ١٤

Yalanlayıp durduğunuz ateş, işte budur.

– İbni Kesir

أَفَسِحۡرٌ هَٰذَآ أَمۡ أَنتُمۡ لَا تُبۡصِرُونَ ١٥

Bu bir büyü müdür, yoksa siz görmüyor musunuz?

– İbni Kesir

ٱصۡلَوۡهَا فَٱصۡبِرُوٓاْ أَوۡ لَا تَصۡبِرُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡكُمۡۖ إِنَّمَا تُجۡزَوۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ ١٦

Girin oraya. Sabretseniz de, sabretmeseniz de artık birdir. Çünkü siz; ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu